Obezite tanımında önemli olan, vücut yağ oranındaki artıştır. (Kas yapısı güçlü insanlarda ağırlık fazla olmasına rağmen bu oran düşük olabilir) Obezitenin oluşmaması için yeterli miktarda yemeliyiz veya yediğimizi yakacak hareketlerde bulunmamız gerekir. Bunu yapmıyorsak aldığımız fazla kaloriler vücutta yağ olarak depolanacaktır. Şişmanlık tüm dünyanın sorunudur. Özellikle endişe veren durum ise dünyada obez çocukların sayısının artmasıdır. Bunda da en önemli faktör diyetteki yağ ve şeker oranının artması ve hareketsiz yaşam yer alır. Tükettiğimiz gıdaların çoğunluğunun karbonhidratlardan oluşması obezitede önemli etkendir. Aldığımız kalorilerin çoğunluğu rafine edilmiş ürünlerle yapılan gıdalarla sağlanır. Severek ve iştahla yediğimiz pasta, börek ve çöreklerde kullandığımız buğdayın işlenirken lifin %95’i, kalsiyumun %60’ı, magnezyumun %85’i, çinkonun %78’i kaybolur ve eklenen beyazlatıcı kimyasallarla mutfağımızın baş tacı olan un, vitamin değeri olmayan ve boş enerji veren ürün haline gelir. Bütün bunlara hareketsizlik ve stres de eklenince kilo almamak için nedenimiz kalmıyor.
‘‘Yaşantımız bizi kilo almaya çağırıyor.’’
Şişmanlık yağ hücrelerinin dağılımına göre; Hiperplastik, hipertrofik ve hem hipertrofik hem de hiperplastik olarak 3’e ayrılır.
Hiperplastik tipte yağ hücreleri bütün vücuda yayılmıştır ve çocuklukta, hatta anne karnında başlayan yağlanma söz konusudur. Hipertrofikte mevcut yağ hücrelerinin boyutu artmıştır ve genellikle ileri yaşlarda görülen ve şeker, tansiyon, kalp rahatsızlıkları gibi bozukluklarla beraberdir. Hiperplastik ve hipertrofik oksiti ise iki özelliği de bulundurur. Asrın vebası olan obeziteden kurtulabilmek ve oluşumunu önlemek için obezitenin nedenlerini iyi irdelemek gerekmektedir.
Kilo Hesabı: Birçok ideal kilo değerlendirme yöntemi vardır. Ama en basiti vücut kitle indeksi (BMI) değerlendirmesidir.