Brokoliden ıspanağa, sarımsaktan pancara, zencefilden zerdeçala, kekikten adaçayına, karabaş otundan meyan köküne, keten tohumundan yeşil çaya, yosundan yaban mersinine kadar birçok destekçi ya taaruza neden olanları ortadan kaldırır ya da aksayan savunma sistemini tekrar devreye sokar.
Son dönemlerde antibiyotik ve etkinlikleri tartışma konusudur. Bundaki en büyük neden ise antibiyotiklerin etkinliğine karşı gelişen dirençtir. Bu bağlamda da doğal destekleyicilerimiz olan bitkiseller ve gıdalarımız en ön sıralarda kendini göstermektedir. Hatta bu destekler o kadar güçlüdür ki antibiyotik kullanımını gerektirmeden birçok enfeksiyon durumu bunların alımı ile rahatlıkla çözüme ulaştırılmaktadır.
İLTİHABA ZENCEFİL
Vücuttaki iltihabı azaltan zencefil çok yönlü etkiye sahiptir ki, bulantıların giderilmesi bunlardan sadece bir tanesidir. Eklem üzerindeki pozitif etkisine bağlı olarak romatizmal rahatsızlıklarda da etkindir. Öksürük kesici etkisi kodein denen ilaca denk olduğu bilinir. Zencefil enfeksiyon ve iltihaplanmalarda vazgeçilmez bir destekçidir. Antibakteriyal ve antiviral olarak etki gösteren zencefil özellikle gıda kaynaklı birçok zararlılarda etkin olarak görev alır. Ayrıca antihistaminik özelliği ile de alerjilerde de aktif bir sonuç ortaya koyar. Güvenli olması nedeni ile de gebelerde dahi kullanılmaktadır.
ANTİOKSİDAN ZERDEÇAL
Zencefil gibi bedeni koruyucu ve iltihap giderici etkiye sahiptir. Zerdeçalın, kanser gelişiminin durdurulması da dahil olmak üzere birçok faydalı etkiler yer alır. Yaygın iltihapların giderilmesinde iki hafta gibi kısa bir süre yeterli gelmektedir.
KORUYUCU KEKİK
Antimikrobik, antidiyabetik, antikansorejen, antispazmodik etkiye sahip olan kekik vücut için bir kalkan gibi görev alır. İçeriğindeki bileşikler ile enfeksiyonların gelişimini durdururken kanser dahil birçok hastalığın tedavisinde de katkı sağlar. Kollesterol ve dolaşımın bozukluklarının giderilmesi, doku onarımının sağlanması hatta yaşlılık geciktirici etkisi bunlardan bazılarıdır. Kekik bedeni güçlendirir, hazmı kolaylaştırır, iştahı açar, kalp çarpıntısını giderir, bağırsakları iyileştirir, hastalıklara karşı direnci arttırırken kansızlığı da iyi gelir. Ama en önemli özelliği kuşkusuz antiseptik ve antimikrobik gücü sonucu ortaya konan antibiyotik benzeri etkidir. Bu etkinin sağlanması için de sabah akşam birer çay kaşığı bir su bardağı sıcak suda demlenen kekik yeterli gelecektir. Yalnız kekik zencefil kadar rahat kullanılmamalıdır. Bu nedenle belirlenen dozlar aşılmamalıdır. Örneğin alerjik bünyeler ve hamileler dikkatli olmalıdır.
DOST GIDA SOĞAN
Birçok etkiye sahip olan soğan aynı zamanda da tam bir doğal antibiyotiktir. Yüksek kuarsetin içeriği ile birlikte vitamin ve mineral deposudur. Bol miktarda antibiyotik vazifesi gören yapılar ile birlikte fosfat, kükürt, potasyum, fosforik asit, iyot ve silisyum gibi vücut için gerekli maddeleri ve A, B, C vitaminlerini içerir. Ayrıca soğan hazım arttırıcı fermente yapılara da sahiptir. Bütün bu içerikler soğanın etkinliğine etkinlik katar. Çalışmalara göre soğan, dolaşım problemlerinden prostat rahatsızlıklarına, pankreas yetersizliğinden uyku düzensizliğine, romatizmal şikayetlerden cilt rahatsızlıklarına, ödemden idrar problemine kadar birçok rahatsızlıkta etkin olarak kullanılmaktadır. Ayrıca bağırsak ve karaciğer ile birlikte kanı da temizleme özelliğine sahiptir. Bütün bu özellikleri ile birlikte bir önemli özelliği de vardır ki antibiyotiklere taş çıkartır. Çünkü soğan hem kan temizleyicidir. Hem de savunma sistemini destekleyicidir. Bu iki özellik soğanı antibiyotik üstü bir yere taşır. Ayrıca solunum yollarındaki ekspektoran yani balgam söktürücü etkisi ile de solunum yollarının vaz geçilmezidir. Antibiyotik etkisinin faydaları sadece solunum yollarında da sınırlı değildir. Bu etkiden üreme organları ve idrar yollarında desteğini alır. Mide şikayeti olanlar çiğ soğan yerine pişmiş tercih edebilir. Ayrıca dikkat edilmesi gereken bir husus ise kullanılacak soğanın filizlenmiş olmamasıdır. Çünkü soğandan yeterli fayda sağlanamaz.
DİĞER DOST SARIMSAK
Sarımsak da soğan gibi hem sofralarımızın hem de sağlığımızın vazgeçilmezidir. Buradaki etkinin ana kaynağı ise soğanda olduğu gibi içeriğindeki zengin etkin maddelerdir. Bunlar arasında da en göze çarpan allicin denen maddedir. Bu madde aynı zamanda sarımsağa kokuyu veren bileşiktir. Bu bileşik yapının enfeksiyonlarda da etkili olduğu bilinmektedir. Ayrıca bol iyot ve kükürt de sarımsağın içeriğindeki maddeler arasında yer alır. Kan pıhtılaşmasının azaltılmasından kötü kolesterolün düşürülmesine, dolaşım bozukluğunun giderilmesinden tansiyonun düzenlenmesine, kalbin desteklenmesinden damar sertliğinin giderilmesine, cilt problemlerinin iyileştirilmesinden enfeksiyonların giderilmesine kadar birçok etki sarımsağın tedavi portföyünde yer alır. Sarımsaktan maksimum etkinin elde edilebilmesi için de taze tüketilmesi yerinde olacaktır.
Üst solunum yolu ve genel enfeksiyonlarda
1 çay kaşığı kekik, 1 çay kaşığı karabaş, 1 çay kaşığı adaçayı, 1 çay kaşığı civan perçemi, yarım limon. 2 su bardağı sıcak su içerisine yukarıdaki bitkiler katılarak 5-10 dk demlenir ve süzülür. Daha sonra limon eklenerek sabah akşam içilir.
Üreme ve idrar yolları enfeksiyonlarında
1 çay kaşığı çoban çantası, 1 çay kaşığı mürver, 1 çay kaşığı civan perçemi, 1 çay kaşığı kekik. 2 su bardağı sıcak su içerisine yukarıdaki bitkiler katılarak 5-10 dk demlenir ve süzülür. Sabah akşam tekrar edilerek içilir. Tedavi süreçleri iki haftalık kürler halinde tekrar edilmesi yerinde olacaktır. Bu dönemlerde antibiyotik katkısı sağlayan soğan, sarımsak gibi gıdaların tüketilmesi de iyileşme sürecimizi kısaltacaktır. Bol su tüketilmesi, yaşamımıza hareketin sokulması, stresten uzak bir yaşantı da enfeksiyonlar karşısında vazgeçilmezler arasında yer alır.
Yazının tamamını okumak için tıklayın