İnsanoğlu var olduğu günden bu yana hastalıklar ve tedavileri ile ilgili çözüm yolları aramış, bulundukları coğrafik konum, fiziki şartlar ve imkanları ölçüsünde çeşitli terapi yollarına başvurmuştur. Değişen yaşam koşulları ya da ihtiyaçları ile birlikte gelişen sağlıklı yaşam vurgusunun hayat standartlarıyla paralel bir değişiklik gösterildiği ifade edilmektedir. Bunun yanında yaşam şartları açısından ilkel kabul edilebilen bazı toplulukların kendi sağlık problemlerine buldukları alternatif çözümlerin olumlu neticelerini görmezden gelemeyiz.
Şartların, koşulların ve yaşam standartlarının değiştiği süreçte terapiler açısından değişmeyen konu, insan bedeninin bütünsel yapısıdır. Gerek fiziki olarak görülebilen, gerekse de çeşitli inanışlarda farklı isimlerle adlandırılan ama gözle görülmese de varlığı şüphesiz olan ruh kavramının bütünlüğünü göz ardı edemeyiz. Bu bütünlüğün sağlanamadığı durumlarda ise neticeler olumsuz etkilenmektedir.
Ancak olması gereken insana bütünsel bir açıdan bakabilmek ve sorunların çözümü için sunulan önerileri bütünsel beden yapısına göre belirlemektir.